Milletvekili Bedri Yaşar, İmdat Sütlüoğlu'na Çaktı: ÇAYKUR İyi Yönetilmedi

Milletvekili Bedri Yaşar, İmdat Sütlüoğlu'na Çaktı: ÇAYKUR İyi Yönetilmedi
KİT Komisyonu Toplantısında konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, ÇAYKUR'un 2011-2018 yılları arasında iyi yönetilmediğini ve 42 milyon kâr hedeflerken 657 milyon lira zarar etmesinin anlaşılamaz olduğunu kaydetti.

ÇAYKUR, istifa ettirilmek süretiyle görevden alınan Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu’nun görevde bulunduğu 2011-2018 yılları arasında 5 kez tarihinin en yüksek zararlarını yaptı. Üstelik bu dönemde mevsimlik işçi sayısında önceki yılların çok çok altına indiğinden personel giderleri azalan, paketleme çay fabrikası arazisini Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne 138 Milyon Liraya, Güneysu’daki Fabrika arazisini 11 Milyona Milli Eğitim Bakanlığına devreden ÇAYKUR, ayrıca kuru çay satışlarında sözde rekorlar kırmasına ve DİDİ soğuk çaydan gelir elde etmesine rağmen tarihinin rekor zararlarını yaptı. Haber portalımızın defalarca gündeme taşıdığı dönemin Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun yöneticilik zaafiyeti ve ÇAYKUR’un da hissedarı olduğu ve o dönem yönetim kurulu başkanlığını İmdat Sütlüoğlu’nun, genel müdürlüğünü ise İmdat Sütlüoğlu’nun öz yeğeni Yavuz Sütlüoğlu’nun yaptığı ÇAYTAŞ adlı kurumun ÇAYKUR’un zararının baş aktörü olduğu yönündeki haberlerle ÇAYKUR’un 2014 yılında İyidere ilçesinde yapımı için 97 Milyon Liraya ihale ettiği Çay Paketleme Fabrikasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 633 Milyon Liraya yapıldığı açıklaması da sıcaklığını korurken, İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, ÇAYKUR'un 2011-2018 yılları arasında iyi yönetilmediğini ve zararların anlaşılabilir yanı bulunmadığını kaydetti. Yaşar, ayrıca, Türkiye'nin çay yasasına ihtiyacı bulunduğunu söyledi. 

KİT Komisyonu Toplantısında konuşan Yaşar, çayın Rize'de ne anlam ifade ettiğini herkesin gayet iyi bildiğini kaydederek, “Çay bugün Rize'de her şey demek yani düğünler çayla yapılıyor, okul masrafları dâhil, hasılat zamanı çaydaki zamanlamaya göre, alım günlerine göre ödemeler de programlanıyor.” dedi.

ÇAYKUR’un rekor zararlar ettiği; görevden alınmak süretiyle istifa ettirilen eski genel müdür İmdat Sütlüoğlu’nun 2011-2018 görev yılından rakamlarla açıklamada bulunan Yaşar, “ÇAYKUR'dan Rize'de vazgeçmemiz diye bir şey söz konusu olamaz, dolayısıyla içinde bulunduğumuz şartları düzeltmemiz lazım. Rakamlara baktığımız zaman ÇAYKUR 2011'de zarar ediyor, 2012'de, 2013'de zarar ediyor, 2014'te 331 milyon zarar, 2018 yılında da şirketlerin yönetim kurulları toplanıyor, diyorlar ki: "Biz bunda hesabı kitabı düzelttik, 2018 yılında 42 milyon lira kâr hedefliyoruz." Dönüp bakıyorsunuz, 2018 yılında 657 milyon zarar beyan ediyorsunuz yani 42 milyon kâr hedefliyorsunuz, 657 milyon zarar ediyorsunuz.” diye konuştu.

Böylesine bir zarar tablosunu oluşturan Genel Müdürün istifasını kendisinin masaya bırakması gerektiğini kaydeden Yaşar, “Vallahi siz bu rakamlarla hangi masaya oturursanız oturun, hatta kendi istifa mektubunuzu kendiniz masaya koyarsınız, ‘Arkadaş, kusura bakmayın, ben bunu başaramıyorum, bunu beceremiyorum.’ demek hakikaten en erdemli davranış olur.

Mesela 2017 yılında ÇAYKUR çay üretiminin yüzde 41'ini yapıyor, özel sektör de yüzde 59'unu yani 525 bin ton ÇAYKUR, 747 bin ton da özel sektör üretim yapıyor ama bu yüzdeye sahip olan özel sektör kâr ediyor, hâlâ şu an Rize bölgesinde yeni yeni çay işletmeleri açılıyor, bizim ÇAYKUR ha bire zarar etmeye devam ediyor. Bunun anlaşılabilir bir yanı yok. ‘Efendim, işçi aldık, kadroya geçirdik, ek masraflarımız var, kredi kullandık, faiz ödedik, dolayısıyla maliyetlerimiz arttı.’ O zaman buraya gelirsiniz, dersiniz ki: ‘Bizim sermayemiz yeterli değil.’ Yeterli sermaye oluşturmak adına -KİT Komisyonunun diğer bir görevi de budur- biz de deriz ki: Buranın sermayesini güçlendirelim, hiç olmazsa bir miktar finansman olarak destekleyelim, faiz yükünden kurtulsun. Bu öneriyi getiririz. Aslında şunu da söyleyeyim: ÇAYKUR'un denetiminde biz burada bütün bunları konuşurken dedik ki: Bir çay yasasına ihtiyaç var. Sayın Genel Müdür de o zaman katıldı, ‘Haklısın’ dedi. Çay yasası konusunda bir çalışma yapalım.” şeklinde konuştu.

Yaşar, bir çay yasasına ihtiyaç bulunduğunu ifade ettiği konuşmasında, “Bu Komisyon bittikten sonra ben de büroma geçtikten sonra arkadaşlara dedim ki: ÇAYKUR'la bir irtibata geçin, bu ÇAYKUR yasası çok elzem. Bakın, bakalım ÇAYKUR'un yöneticileri bu konuyla ilgili neyi beyan ediyorlar, nasıl bir yasa istiyorlar, içinde neler olsun, hangi konularda takıntıları var? Çünkü o zaman da söylemiştim madem önünüzde bu tür sorunlar var, getirin Komisyona katkı sağlayalım diye, biz de bir miktar katkı sağlarız diye yönetici arkadaşlarımızla irtibat kurmaya çalıştık ama kapı duvar yani ‘Ne düşünüyorsunuz?’un biz karşılığını bile alamadık.

Çay yasası konusunda bize bir yazı yazın. ‘Biz böyle bir çalışma yapmıyoruz.’ Kim yapıyor? ‘Orası, burası.’ Sonuç? Bununla ilgili ben milletvekili olarak, yani KİT Komisyonu üyesi olarak -aynı sizin üst kurulunuz gibi mi dersiniz- bu kuruma katkı sağlamak adına... Bir defa şunu söyleyeyim: Bu Komisyon kesinlikle iktidar ya da muhalefet komisyonu değildir, ben şahsen öyle görmüyorum. Burası bir şirketin üst yönetim kuruludur. Şirket getirir dosyasını, masanın üzerine koyar, ona göre de biz bakarız ve yönlendiririz. Yoksa muhalefet milletvekili istedi diye bu tür bilgileri göndermemenin hiçbir anlamı yok, burada alenen söylüyorum. Dolayısıyla bana göre sizin çay yasası diye de bir derdiniz yok.

Şimdi, devamında, tabii, aynı şekilde demin de söyledim: Özel sektör bu işi nasıl yapıyor? Yani hiçbir şey bilmiyorsanız kopya çekin. Yani onlar nasıl kâr ediyor, birim maliyetleri nedir, ham madde maliyeti nedir, pazarlama maliyeti nedir, personel maliyeti nedir? Şimdi, cevap vermişsiniz ama ben bunu detaylı olarak istiyorum, alt komisyonlarda görüşürüz. Geleceğe hazırlık yapmak adına bunu bekliyorum yani 1 kilogram çaydaki maliyetleri ben rica ediyorum. ‘Ham madde maliyeti, gübre, personel, kira gelirleri’ desin, adına ne derse desin, bunu kendilerinden bekliyorum.

Devamında, bütün endişemiz şu: Özellikle bu KİT'lerde geçmişte bunları da yaşadık Şeker Fabrikaları gibi, ÇAYKUR'un şu anda çok ciddi arazileri var Rize'de. Şimdi, ha bire zarar ediyor, ediyor, canından bezdirip yarın sadece arazileri adına özelleştirilmesinden ben şahsen endişe duyuyorum. Yani en son bizi öyle bir noktaya getireceksiniz ki, kardeşim, o zaman şu üretimi durdurun, özel sektör bu işi yapsın gibi. Bakın, aynı zamanda hep istihdamdan bahsediyoruz, işsizlikten bahsediyoruz. Bazı bölgelere özellikle mal olmuş...” ifadelerini kullandı.

Çayın Rize ile özdeşleştiğini kaydeden Yaşar, konuşmasını şöyle tamamladı: “Yani çay bugün Rize'yle özdeşleşmiştir, burada fidan üretimi de dâhil, diğer üretim alanları neyse, üretim çeşitliliği de dâhil ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Eğer siz bunu kendi bütçenizle karşılayamıyorsanız bunun karşılanması yönünde devletten destek isteyebilirsiniz. Biz de en azından deriz ki Tarım Bakanlığına: Bu çay kültürünün gelişmesi konusunda, fidancılığının gelişmesi konusunda bir sürü tarımsal destekler var.

Madem bu çay bahçeleri sizin imkânlarınızla, sizin sağlayacağınız katkılarla revize edilemeyecekse, iyileştirilemeyecekse bunu da en azından bir öneri olarak götürürüz, Tarım Bakanına da deriz ki: Siz hayvancılığı destekliyorsunuz, yem bitkilerini destekliyorsunuz. Çayla ilgili, çay bahçelerinin gençleştirilmesi mi dersiniz, daha iyi hâle getirilmesi mi dersiniz, bununla ilgili Hükûmet politikası olarak -zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın da memleketi, bu işlerin daha hızlı yürüyeceğini siz de bilirsiniz- bir fon oluşturmak mümkün.
Aynı şekilde bu çaylarla ilgili taban birim fiyatları belli oluyor, bu sene 3,03 taban fiyatı açıklandı. Fiyattan üretici memnun, teşekkür de ediyor, problem de yok ama diyor ki: "Biz belli bir rakam kadar satabiliyoruz. İşte, dönüm başına 300 kilo, belli sürüm dönemlerine göre mayısta farklı, temmuzda farklı, ağustosta farklı. Sonuç olarak fazla miktarı biz otomatikman götürüyoruz, özel sektör bizden 2 liraya alıyor." Taban fiyat 3 lira, özel sektörün aldığı fiyat 2 lira. Tabii, orada insanların öncelikleri var.

Dolayısıyla, buradaki mesele şu: Şimdi, sizin açıkladığınız fiyatın bir önemi yok. Siz ‘Fiyat 3,03, lira ama dükkân kapalı, mal almıyoruz.’ diyorsunuz. Bunun ne anlamı var? Yani isterseniz ‘5 lira’ deyin, isterseniz ‘15 lira’ deyin. Ben ürünümü kapınıza getirdiğim zaman, devletin kapısına getirdiğim zaman alabiliyor mu? Alamıyor. Alamadığına göre demek ki geçer fiyat 1,8-2 lira. Herhâlde bu cevabı veriyordur Sayın Genel Müdür de, geçen yıl ÇAYKUR 733 bin ton çay almış diyelim: ‘Benim fabrikalarımın bir kapasitesi var, benim kapasitem bu kadar, dolayısıyla bu miktarı 3,03'ten alırım.

Daha fazla mal üretiyorsanız doğru özel sektörün kapısına, malınızı da 1,8 ya da 2 liradan satın.’ Bakın, devlet bu manada da üreticisini tefecinin önüne atmaz yani ben oradaki özel sektöre de tefeci demek istemem ama arada bir yüzde 33 fiyat farkı var, bunu bir şekilde dengelemesi lazım. Zaten pazarlamanın yüzde 90'ının özel sektöre verildiğini arkadaşımız ifade ediyor yani burada bir dengeleme yapılması lazım, Karadeniz'de bu tür olayları görüyoruz.

Fındık taban fiyatı da 17-18 lira açıklanıyor ama satın almaya geldiğiniz zaman devletin alacağı miktar belli. Yine iş özel sektöre düşüyor, yine fiyatlar tepetakla oluyor. Burada çayda da şu an Rize'deki en büyük meselelerden biri şu: ‘Alınan miktarın daha üzerindeki üretimlerimizi devlet almadığı için otomatikman özel sektöre gidiyoruz, özel sektördeki fiyatlar da düşük. Şöyle tamamına baktığınız zaman biz bu işten üretici olarak da zarar ediyoruz.’ diyorlar.

Yine, bu manada özel sektörle görüşülerek bir çözüm üretilebileceğini ben düşünüyorum. Tabii, bunda da kaliteler var. Bugün, tabii, ÇAYKUR'un kalitesini hiç kimse tartışmıyor. Duyuyoruz, işte, Rize'de de özellikle çayın rengine yönelik -farklı ürünlerde farklı sektörlerde olduğu gibi- herhâlde kimyevi boyalar kullanılıyor. Daha çok özel sektörde bu tür imalatların olduğundan bahsediliyor. Dolayısıyla, maliyet aşağı çekilerek piyasada farklı bir yapı oluşturuluyor ama bunun önüne geçmek de devletin görevi.

Yani orada özel sektör istenilen standartta, istenilen kalitede mal üretmiyor, içine haricî maddeler katarak pazardaki fiyatı bozuyorsa, pazardaki dengeleri de bozuyorsa bununla ilgili tedbiri de almak yine devletin görevi. Ben buradan da, oradan aldığım duyumlara istinaden arkadaşları göreve davet ediyorum. Bu konuda, özellikle, işte, ne bileyim 1 kilogram ÇAYKUR çayından 200 çay bardağı çay imal edilirken özel sektörden 400 bardak... kahvehanelerde daha çok onu tercih ediyorlar ama onun sebebi de içine kimyevi maddeler katıldığından dolayı. Yani bu konuda da devlet denetleyici görevini, denetim görevini en iyi şekilde görmeli.

Tabii, burada oturan arkadaşlarımız, özellikle kurumu yöneten arkadaşlarımız mecburen özel sektör gibi düşünmeli. Neticede burada biz kamu adına görev yapıyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını müdafaa etmeye çalışıyoruz. Kendi malınız olsa, benim kendi malım olsa istediğimi yapabilirim ama siz orada kamu adına görev yapıyorsunuz, her yönüyle bunu inceleme mecburiyetiniz var, araştırma mecburiyetiniz var; ona göre de hareket etme mecburiyetiniz var.

Mesela, çay tüketimi konusunda dünyada birinciyiz yani 3,5 kilogram çay tüketiyoruz kişi başına yani dünyada en yüksek çay Türkiye'de tüketiliyor. Bununla beraber dünya çay üretiminin de yaklaşık yüzde 5'ini karşılıyoruz. Bu, bizim dünya ölçeğinde de çok büyük bir oyuncu olmadığımızı gösterir yani yüzde 5'le dünya arenasında çayla mücadele etmemiz mümkün değil.

Dolayısıyla özellikle Güneydoğu Bölgesi'nden ülkeye girişi yapılan kaçak çayın da muhakkak önüne geçilmesi lazım. Bu da haksız rekabete sebep oluyor. Güneydoğuda özellikle bu kaçak çay konusunda çok ciddi problemler var, ben de katılıyorum, aynen. Yakalanan bu kaçak çaylar kesinlikle imha edilmelidir. Pazarın dengesi bozulmaması adına yine devletin gerekli tedbirleri alması lazım. Bu da piyasadaki dengeleri bozuyor.

İkincisi: Kurumun artık burada... Biz zaten gerçekleri söylemezsek kendimizi inkâr etmiş oluruz. Bu bilançoyla bu kurum böyle gidemez yani bunu oturup tekrar, adına ‘çay yasası’ mı diyorsunuz inşallah bundan sonra... Hazır buradayken de söyleyeyim: Biz yasanın çıkması için her türlü katkıya hazırız KİT Komisyonunun diğer görevi de o. Arkadaşlarımız çalışmayı yapsınlar. Biz, tamam, o zaman bu işle ilgili net düşüncemizi söyledik ama asla bu problemler olsa bile bu işten vazgeçmeyeceğiz.

Yani kurum bizim kurumumuz, onun başında bugün siz varsınız, yarın başkası olur. Her türlü sorunun çözülmesi de bizim görevimiz. Bu konuyla ilgili çay yasası bir an önce gündeme gelmeli. Ben şahsen partimiz adına bu konuyla ilgili her türlü katkıyı sağlayacağımızı buradan ifade ediyorum ama yanlıştan dönmek de bir erdemdir.

Yani hep yanlış, yanlış, yanlış gitmenin de bir anlamı yok. Burada ortada bir tablo var, bu tabloya göre şu anki yapınızla bu, sürdürülebilir görünmüyor. Varlık Fonu'na devredilmeniz -şu an ÇAYKUR Varlık Fonu'na devredildi- yani sizi bütün bu yükümlülüklerden kurtarmaz. İnşallah, gelecekte biz burayı da, işte, "Hep zarar ediyor, burayı da özelleştirelim." deyip özelleştirme kapsamına aldığımız takdirde yine birileri sadece fabrikalar değil, arsalarına sahip olmak adına -bundan önce, geçtiğimiz örneklerde bunu çok gördük- ÇAYKUR'u da kaybetmemiştir."

KONU HAKKINDAKİ BAZI HABERLERİMİZ

ÇAYKUR'da İmdat Sütlüoğlu Dönemi Rekor Zararla Kapandı

Rekor Zararları Ardına Bıraktı Görevden Alındı Memuriyetten İstifa Etti

ÇAYKUR’un Borcu da Zararı da Dağları Aştı

ÇAYKUR Paketleme Fabrikası 97 Milyon Liraya İhale Edildi 700 Milyon Liraya Mal Oldu

Sütlüoğlu ve Öz Yeğenleri Neden Hala O Görevde?

İmdat Sütlüoğlu Çaytaş Yönetim Kurulu Başkanlığından İstifa Etti

Yeğen Sütlüoğlu Görevden Alındı

Çaykur 2017'de 267 Milyon TL'nin Üzerinde Zarar Açıkladı

10 Ayda Tamamlanacak Dendi 3 Yıldan Fazla Geçti

Çaykur’u 200 Milyon Zarar Ettiren Genel Müdür

Düşen Çay Satışlarını ve Rekor Zararı Kemer’de Eğlenerek Kutlayacaklar!

Çaykur Neden 178 Milyon TL Zarar Etti?

10 Ayda Tamamlanacak Dendi 34 Ay Geçti Yine Bitmedi

Rektör Karaman: Çaykur'un Bir An Önce Paketlemeyi Boşaltması Önemli

Çay Paketleme Fabrikası Geciktikçe RTEÜ Kaybediyor, Rize Kaybediyor

Çaykur'dan RTEÜ'ye Dost Kazığı ! VİDEO

İyidere Çay Paketleme Fabrikası İçin İmzalar Atıldı

Çaykur'dan Paketleme Çay Fabrikası İnşaatı İçin İhale